Zâriyât 19:
Mallarında dilenci ve yoksul için bir hak vardı.
Zâriyât 20:
Kesin inanacak insanlar için yeryüzünde nice deliller vardır.
Zâriyât 21:
Kendi canlarınızda da nice deliller vardır. Görmüyor musunuz?
Zâriyât 22:
Rızkınız da, size va´dedilen azab da göktedir.
Zâriyât 23:
Göklerin ve yerin Rabb´ine and olsun ki bu vaad, sizin konuşmanız kadar kesin ve gerçektir.
Zâriyât 24:
İbrahim´in şerefli misafirlerinin haberi sana geldi mi?
Zâriyât 25:
Onlar, İbrahim´in yanına girip «Selam sana» demişlerdi, İbrahim de: «Selam size» demişti. İçinden de, onların «tanınmamış bir topluluk» olduklarını geçirmişti.
Zâriyât 26:
Gizlice ailesinin yanına gitti, semiz bir buzağı getirdi