Şuarâ 49:
Firavun, «ben izin vermeden O´na inandınız, öyle mi? Hiç kuşkusuz O size büyücülüğü öğreten elebaşınızdı. Ama yakında başınıza neler geleceğini öğreneceksiniz. Andolsun ki, sağlı sollu birer el ve ayağınızı kesecek ve arkasından hepinizi asacağım» dedi.
Şuarâ 50:
Büyücüler de dediler ki, «zararı yok, nasıl olsa Rabb´imize döneceğiz.
Şuarâ 51:
Bizler ilk inananlar olduğumuz için Rabb´imizin kusurlarımızı bağışlayacağını umarız.»
Şuarâ 52:
Arkasından Musa´ya «Bana inanan kullarımı geceleyin yola çıkar; sizi takip edecekler» diye vahyettik.
Şuarâ 53:
Firavun asker toplamakla görevli adamlarını şehirlere saldı.
Şuarâ 54:
Toplanan askerlerine dedi ki, «Bu adamlar, bir avuçluk, az sayıda bir toplulukturlar.»
Şuarâ 62:
Musa «Hayır endişelenmeyin, Rabb´im benimle birliktedir, O bana bir çıkış yolu gösterecektir´ dedi.
Şuarâ 63:
O sırada Musa´ya; «Değneğinle denize vur» diye vahyettik. Bunun üzerine deniz yarılarak içinde oniki yol açıldı. Denizin her parçası yüce bir dağ gibi oldu.
Şuarâ 135:
Sizin hesabınıza ´büyük gün´ün azabından endişe ederim.
Şuarâ 136:
Adoğulları dediler ki, «İster öğüt ver, ister öğüt verenlerden olma, bizim için birdir.»
Şuarâ 137:
Bu uygulamalarımız, eski atalarımızdan bize gelen geleneklerden başka birşey değildir.
Şuarâ 138:
Bizim azaba çarpılmamız sözkonusu değildir.
Şuarâ 139:
Böylece peygamberlerini yalanladılar. Biz de onları yokettik. Kuşku yok ki, bu olaydan alınacak dersler vardır. Onların çoğu inanmamış kimselerdir.
Şuarâ 140:
Ve yine kuşku yok ki, senin Rabb´in üstün iradeli ve merhametlidir.
Şuarâ 141:
Semudoğulları da peygamberlerini yalanladılar.
Şuarâ 142:
Hani kardeşleri Salih onlara dedi ki, siz hiç Allah´tan korkmaz mısınız?
Şuarâ 143:
Ben size gönderilmiş güvenilir bir Allah elçisiyim.
Şuarâ 144:
Öyleyse Allah´tan korkunuz da çağrıma uyunuz.
Şuarâ 145:
Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum; benim çabalarımın karşılığını verecek olan, alemlerin Rabb´idir.
Şuarâ 146:
Siz bu dünyada hep güven içinde yaşatılacağınızı mı sanıyorsunuz?
Şuarâ 227:
Yalnız iman edip iyi ameller işleyenler, sık sık Allah´ı ananlar ve zulme uğradıklarında zalimlere karşı koyanlar böyle değildirler. Zalimler ne acı bir akıbetle yüzyüze geleceklerini yakında anlayacaklardır.