إِلَّا
تَنصُرُوهُ
فَقَدْ
نَصَرَهُ
ٱللَّهُ
إِذْ
أَخْرَجَهُ
ٱلَّذِينَ
كَفَرُوا۟
ثَانِىَ
ٱثْنَيْنِ
إِذْ
هُمَا
فِى
ٱلْغَارِ
إِذْ
يَقُولُ
لِصَٰحِبِهِۦ
لَا
تَحْزَنْ
إِنَّ
ٱللَّهَ
مَعَنَا
ۖ
فَأَنزَلَ
ٱللَّهُ
سَكِينَتَهُۥ
عَلَيْهِ
وَأَيَّدَهُۥ
بِجُنُودٍ
لَّمْ
تَرَوْهَا
وَجَعَلَ
كَلِمَةَ
ٱلَّذِينَ
كَفَرُوا۟
ٱلسُّفْلَىٰ
ۗ
وَكَلِمَةُ
ٱللَّهِ
هِىَ
ٱلْعُلْيَا
ۗ
وَٱللَّهُ
عَزِيزٌ
حَكِيمٌ
Hasan Basri Çantay:
Eğer siz ona (Resulüme) yardım etmezseniz (hatırlayın o demleri ki) kâfirler onu (Mekkeden) çıkardıkları (hicretine sebeb oldukları) zaman bizzat Allah ona yardım etmişdi. (Yine de O, nusretini esirgemez. O demler öyle demlerdi ki Resûlüllâh ancak) ikinin ikincisinden ibâretdi (Hakdan başka mededkâr! yokdu. O zaman onlar («Sevr» dağının tepesindeki) mağaradaydılar. Peygamber, o vakit arkadaşına (Ebû Bekir-is Sıddıyka): «Tasalanma. Allah, hiç şübhe yok, bizimle beraberdir» diyordu. Allah o (arkadaşı) nın üzerine (kalbine) sekînetini (kuvve-i ma´neviyyesini) indirmiş, onu (Habîbini) görmediğiniz (ma´nevî) ordularla te´yîd etmiş, kâfirlerin kelimesini (küfürlerini) alçaltmışdı. Allahın kelimesi (tevhîd kelimesi) ise, o çok yücedir. Allah mutlak gaalibdir, yegâne hüküm ve hikmet saahibidir.