Kıyâmet 3:
İnsan, sanır mı ki onun kemiklerini her halde bir araya toplamayacağız?
Kıyâmet 4:
Evet... Parmaklarının uçlarını da düzeltmeye kâdirleriz.
Kıyâmet 5:
Fakat insan diler ki ilerisinde de isyana devam etsin.
Kıyâmet 6:
(6-7) Sorar ki Kıyamet günü ne zamandır? Artık o zaman ki, göz kamaşmış bir halde bulunur.
Kıyâmet 7:
(6-7) Sorar ki Kıyamet günü ne zamandır? Artık o zaman ki, göz kamaşmış bir halde bulunur.
Kıyâmet 8:
(8-9) Ve ay tutulmuş olur. Ve güneş ile ay toplatılmış bulunur.
Kıyâmet 9:
(8-9) Ve ay tutulmuş olur. Ve güneş ile ay toplatılmış bulunur.
Kıyâmet 10:
(10-11) O gün insan der ki: «Kaçacak yer nerede?» Hayır. Hiçbir sığınacak yer yoktur.
Kıyâmet 11:
(10-11) O gün insan der ki: «Kaçacak yer nerede?» Hayır. Hiçbir sığınacak yer yoktur.
Kıyâmet 12:
O günde durulacak makam, Rabbin tarafından tayin edilecektir.
Kıyâmet 13:
(13-14) O gün insana ileri götürmüş olduğu şeyler ile geriye bırakmış olduğu şeyler haber verilecektir. Doğrusu insan kendi şahsı aleyhine bir hüccetir.
Kıyâmet 14:
(13-14) O gün insana ileri götürmüş olduğu şeyler ile geriye bırakmış olduğu şeyler haber verilecektir. Doğrusu insan kendi şahsı aleyhine bir hüccetir.
Kıyâmet 15:
Velev ki, mazeretlerini ortaya atmış bulunsun.
Kıyâmet 16:
(16-17) Onu (Kur´an´ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir.
Kıyâmet 17:
(16-17) Onu (Kur´an´ı) acele ahzedesin diye onunla dilini kımıldatma. Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir.
Kıyâmet 18:
İmdi onu Biz okuyunca artık sen onun kıraatine tâbi ol!
Kıyâmet 19:
Sonra şüphe yok ki onun açıklanması da Bize aittir.
Kıyâmet 20:
(20-21) Yok, yok. Siz acele olanı seversiniz. Ve ahireti bırakıverirsiniz.
Kıyâmet 21:
(20-21) Yok, yok. Siz acele olanı seversiniz. Ve ahireti bırakıverirsiniz.
Kıyâmet 22:
(22-23) O günde birtakım yüzler parıldanıcıdır. Rablerine nazar edicidir.
Kıyâmet 23:
(22-23) O günde birtakım yüzler parıldanıcıdır. Rablerine nazar edicidir.
Kıyâmet 24:
Bir kısım yüzler de o gün pek ekşi bir haldedir.
Kıyâmet 25:
(25-26) Sanır ki, ona arka kemiklerini kıracak bir muamele yapılacaktır. Hayır hayır... Vaktâ ki (can) boyun halkasının kemiklerine kavuşur.
Kıyâmet 26:
(25-26) Sanır ki, ona arka kemiklerini kıracak bir muamele yapılacaktır. Hayır hayır... Vaktâ ki (can) boyun halkasının kemiklerine kavuşur.
Kıyâmet 27:
Ve denilmiş olur ki: «Tedavi edebilecek kim var?»
Kıyâmet 28:
Ve onun şüphesiz bir ayrılış olduğunu sanmış bulunacaktır.
Kıyâmet 29:
(29-30) Ve bacak da bacağa dolaşmış olacaktır. O günde sevk olunmak yalnız Rabbinedir.
Kıyâmet 30:
(29-30) Ve bacak da bacağa dolaşmış olacaktır. O günde sevk olunmak yalnız Rabbinedir.
Kıyâmet 31:
(31-32) Fakat ne tasdik etti ve ne de namaz kıldı. Velâkin tekzîp etti ve yüz çevirdi.
Kıyâmet 32:
(31-32) Fakat ne tasdik etti ve ne de namaz kıldı. Velâkin tekzîp etti ve yüz çevirdi.
Kıyâmet 33:
Sonra da ailesinin yanına böbürlene böbürlene gitti.