Tûr 1:
(1-8) Tûr´a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab´a, Beyt-i Ma´mûr´a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
Tûr 2:
(1-8) Tûr´a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab´a, Beyt-i Ma´mûr´a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
Tûr 3:
(1-8) Tûr´a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab´a, Beyt-i Ma´mûr´a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
Tûr 4:
(1-8) Tûr´a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab´a, Beyt-i Ma´mûr´a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
Tûr 5:
(1-8) Tûr´a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab´a, Beyt-i Ma´mûr´a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
Tûr 6:
(1-8) Tûr´a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab´a, Beyt-i Ma´mûr´a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
Tûr 7:
(1-8) Tûr´a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab´a, Beyt-i Ma´mûr´a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
Tûr 8:
(1-8) Tûr´a, yayılmış ince deri üzerine satır satır yazılmış Kitab´a, Beyt-i Ma´mûr´a, yükseltilmiş tavana, dolu denize andolsun ki, Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır. Ona engel olacak hiçbir şey yoktur.
Tûr 12:
Ki onlar daldıkları bâtıl içinde oyalanıp duranlardır.
Tûr 13:
(13-14) O gün cehennem ateşine itilip atılırlar da «İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!» denilir.
Tûr 14:
(13-14) O gün cehennem ateşine itilip atılırlar da «İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!» denilir.
Tûr 15:
Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz?
Tûr 16:
Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız.
Tûr 17:
(17-18) Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar Rablerinin kendilerine verdikleriyle sevinerek cennetlerde ve nimet içindedirler. (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
Tûr 18:
(17-18) Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar Rablerinin kendilerine verdikleriyle sevinerek cennetlerde ve nimet içindedirler. (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.
Tûr 19:
(19-20) Onlara: Yaptıklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak âfiyetle yeyin, için (denilir). Ayrıca biz onları, ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.
Tûr 20:
(19-20) Onlara: Yaptıklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak âfiyetle yeyin, için (denilir). Ayrıca biz onları, ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.
Tûr 21:
İman eden ve soylarından gelenlerde, imanda kendilerine tâbi olanlar (var ya)! İşte biz, onların nesillerini de kendilerine kattık. Onların amellerinden de bir şey eksiltmedik. Herkes kazandıklarına karşı bir rehindir.
Tûr 22:
Onlara canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.
Tûr 23:
Orada karşılıklı kadeh tokuştururlar, ama burada (içki yüzünden) ne saçmalama vardır ne de günaha girme.
Tûr 24:
Hizmetlerine verilmiş, (kabuğunda) saklı inci gibi gençler etraflarında dönüp dolaşırlar.
Tûr 25:
Cennettekiler birbirlerine dönüp sorarlar:
Tûr 26:
Derler ki: «Daha önce biz, aile çevremiz içinde bile (ilâhî azaptan) korkardık.»
Tûr 27:
«Allah bize lütfetti de bizi vücudun içine işleyen azaptan korudu.»
Tûr 28:
«Gerçekten biz bundan önce O´na yalvarıyorduk. Çünkü iyilik eden, esirgeyen ancak O´dur.»
Tûr 29:
(Resûlüm!) Sen öğüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.
Tûr 30:
Yoksa onlar: (O,) bir şairdir; onun, zamanın felâketlerine uğramasını bekliyoruz mu diyorlar?
Tûr 31:
De ki: Bekleyin. Ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
Tûr 32:
Onlara akılları mı bunu emreder, yoksa onlar, azgın bir topluluk mudur?
Tûr 33:
Yahut «Onu kendisi uydurdu!» mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmezler.
Tûr 34:
Eğer doğru iseler onun benzeri bir söz getirsinler.
Tûr 35:
Acaba onlar herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendileri mi yaratıcıdırlar?
Tûr 36:
Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Hayır! Onlar bir türlü anlayıp inanmazlar.
Tûr 37:
Yahut Rabbinin hazineleri onların yanında mıdır? Ya da her şeye hakim olan kendileri midir?
Tûr 38:
Yoksa onların, üzerine çıkıp gizli sırları dinledikleri bir merdivenleri mi var? Öyleyse dinleyenleri, açık bir delil getirsinler.