Kalem 15:
Karşısında ayetlerimiz okunurken: «Eskilerin masalları.» dedi.
Kalem 16:
Yakında Biz onu o hortumunun üzerinden damgalayacağız
Kalem 17:
Haberiniz olsun ki, Biz onlara bela vermişizdir, (tıpkı) o bağ sahiplerine bela verdiğimiz gibi. O sırada ki, sabah olunca mutlaka onu devşireceklerine yemin etmişlerdi.
Kalem 18:
(Allah izin verirse, diye) bir istisna da yapmıyorlardı.
Kalem 19:
Derken onlar uyurken Rabbin tarafından bir dolaşan (afet) onun üzerinden dolaşıverdi.
Kalem 20:
Sabaha kadar o bağ sırıma (biçilmiş tarlaya) dönmüştü.
Kalem 21:
Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler.
Kalem 37:
Yoksa size ait bir kitap var da onda şu dersi mi okuyorsunuz?
Kalem 38:
Siz bu alemde neyi beğenirseniz o mutlaka sizin olacak diye (mi yazıyor o kitapta).
Kalem 39:
Yoksa size karşı üzerinizde kıyamet gününe kadar sürecek yeminler taahhütler mi var, «Siz her ne hüküm verirseniz mutlaka öyle olacak.» diye.
Kalem 40:
Sor bakalım onlara, içlerinden ona kefil hangisi?
Kalem 41:
Yoksa onların ortakları mı var? O halde ortaklarını getirsinler, doğru söylüyorsalar!
Kalem 42:
Saktan keşfolunacağı (gerçek bütün çıplaklığıyla ortaya konulup iş büyümeye başladığı) gün secdeye davet edililirler, ama artık güçleri yetmez.
Kalem 43:
Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur. Oysa onlar, o secdeye sağ salim iken davet ediliyorlardı.
Kalem 44:
O halde Bana bırak bu sözü yalanlayanları! Biz onları bilmeyecekleri yönden derece derece azap uçurumuna yuvarlarız.
Kalem 45:
Ve Ben, onların iplerini uzatır (süre tanır)ım, çünkü fendim sağlamdır.
Kalem 46:
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır borç altında mı eziliyorlar?
Kalem 47:
Yoksa gayb yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
Kalem 48:
O halde Rabbinin hükmüne sabret de balık sahibi (Yunus peygamber) gibi olma! Hani o, öfkeye boğulmuş da seslenmişti.
Kalem 49:
Ona Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, o fezaya, alana elbette yerilmiş olarak atılacaktı.
Kalem 50:
Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı.
Kalem 51:
Ve gerçekten o küfredenler o zikri (Kur´an´ı) işittikleri zaman az daha seni gözleriyle kaydıracaklardı; bir de durmuşlar: «O şüphesiz bir deli.» diyorlar.
Kalem 52:
Halbuki o (Kur´an) bütün akıllı alemler için bir öğüttür.