إِنَّمَآ
أُمِرْتُ
أَنْ
أَعْبُدَ
رَبَّ
هَٰذِهِ
ٱلْبَلْدَةِ
ٱلَّذِى
حَرَّمَهَا
وَلَهُۥ
كُلُّ
شَىْءٍ
ۖ
وَأُمِرْتُ
أَنْ
أَكُونَ
مِنَ
ٱلْمُسْلِمِينَ
Diyanet Vakfı:
(91-92) (De ki:) Ben ancak, bu şehrin (Mekke´nin) Rabbine -ki O burayı dokunulmaz kılmıştır- kulluk etmekle emrolundum. Her şey de zaten O´na aittir. Bana müslümanlardan olmam ve Kur´an okumam emredildi. Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: Ben sadece uyarıcılardanım.